Cumhuriyet Cumhuriyet En Guzel Sey Hurriyet

                                                      
                                           Cumhuriyet, cumhuriyet, en güzel şey hürriyet
                                           Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet !
                                           Gazimin sen en büyük yadigarısın bana
                                           Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet !
                                           Dalgalansın her tarafta şanlı Türk’ün bayrağı
                                           Korumaktır ve yüceltmek azmimiz bu toprağı !
                                           Bu vatan hiç sensiz olmaz, ey güzel cumhuriyet
                                           Milletim öyle demiştir ; ya ölüm, ya hürriyet !

          Cumhuriyetimizin 90. kurulus yildonumunden hepinize selamlar. Bugun sizlere Hollanda' yi yada Hollandalilarin neyi sevip sevmedigini anlatmayacagim. Bugun Cumhuriyetimizin kurulusundan bahsedecegim. Biliyorusunuz ki ulkemiz son donemlerde cok zor gunler yasamaktadir. Sadece siyasi veya ekonimik olarak degil dusunsel olarakta zorlu bir donemin icerisinde bulunmaktayiz. Kardesi kardese dusman ettiler sozunun en cok goruldugu donemdeyiz bu aralar. Insanlar birbirlerine dusman olmak icin en ufak bir kivilcimi beklemekte adeta, Turk Bayragini balkonlarina veya arabalarina asmaktan tedirgin hale gelmis insanlarin sayisi gun gectikce artmakta. Son gazilerimiz bir bir olmekte boylece Cumhuriyetin kurulusuna taniklik edenler git gide yok olmaktadir. Okullarda ( bilincli ogretmenleri tenzih ediyorum ) ogrencilere Ataturk ve Ulke sevgisi ogretilmesi , ilime ve bilime meraklarinin ateslenmesi gerekirken maalesef cocuklarimiz gereksiz bilgilerle oyalanmakta, daha bagnaz, daha meraksiz, daha ilgisiz, daha duyarsiz, daha ''KOYUN'' bir nesil yetistirilmek amaclanmaktadir. Andimizin ''gereksiz laf kalabaligi'' olarak gorulmesi de durumun ne kadar vahim, ulkenin ne kadar zorlu bir donemde oldugunun en buyuk kanitidir. Ataturk' un Genclige Hitabesinde bizlere yillar oncesinden dedigi gibi

          
          "İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir."


  
            Ulke icten ve distan dusmanlarla sarili, iktidar sahipleri hiyanet icindedirler. Nereye gidiyoruz bilemiyorum fakat iyiye gitmedigimiz cok acik.. Bence bu gidisi durdurabilmenin tek yontemi daha bilincli, ''DUSUNEN'', arastiran ve daha onemlisi de ulkesini seven bir nesil yetistirmektir. Atamizin dedigi gibi gelecek, yeni nesilin eseridir, Cumhuriyeti yukseltecek ve surdurecek bizleriz
   

          Ataturk Istiklal mucaledesine giristigi gunlerde dahi Cumhuriyeti kurmayi kararlastirmisti. 13 Ekim 1923' de Ankara baskent oldu. Ataturk, dusmanin ulkemizden atilip, sinirlarimizin belirlendiginden sonra coktan beri tasarladigi Cumhuriyetin ilani uzerinde hazirliklar yapmaya basladi. 28 Ekim 1923 aksami arkadaslarini Cankaya' da yemege cagirdi ve onlara '' Yarin Cumhuriyeti ilan edecegiz'' dedi. 29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan Cumhuriyet önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyetin kuruluşu gerçekleştirilmiş ve Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştur. Cumhuriyet'in ilanı ulkede sevinç ve coşku ile karşılanmistir.Sizlere 29 Ekim 1923 tarihli Vatan gazetesinin Cumhuriyetin ilaniyla ilgili mansetini gostermek istiyorum :

         
               "Bugün Büyük Millet Meclisi Türk devletinin şeklinin cumhuriyet olduğunu ilan etmiş ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı 158 reyle müttefikan Reisicumhurluğa intihap etmiştir. Reisicumhurluğa imtihabını müteakip Gazi Paşa, İsmet Paşa'yla Fethi Bey'i yanına alarak riyaset odasına çekilmiştir. Yeni Reisicumhur ile İsmet Paşa ve Fethi Bey saat 9:30'a kadar riyaset odasında müzakerede bulunduktan, sonra dışarıya çıkmışlar ve Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa birinci ve Fethi Bey ikinci otomobile binerek Çankaya'ya gitmişlerdir. Reisicumhur ile İsmet Paşa ve Fethi Bey otomobillerine binerlerken, Meclisin önünde bulunan büyük bir kalabalık tezahuratta bulunmuştur. Otomobiller hareket etmek üzereyken 20 kişilik bir askeri müfreze silah atarak Reisicumhuru selamlamışlardır. Bir müddet sonra Ankara'da toplar atılacaktır. Yarın halk Belediye Meclisine gelerek tezahutta yapacaktır. Dükkanlar kapanacak ve her tarafta şenlikler yapılacaktır."     

        Bize Turkiye Cumhuriyetini armagan eden basta Ulu Onder Ataturk ve tum silah arkadaslarina, sehitlerimize,atalarimiza sonsuz tesekkur ediyorum. Iyi ki vardiniz, iyiki hala icimizde yasiyorsunuz. Sizin sayenizde cennet gibi bir ulkeye, kendi soyadima ve ozgurce yasayabilecegim, kendi oz dilimi konusabilecegim bir eve sahibim. 
                                         
                                                  YASASIN CUMHURIYET !!!