Saturday, 9 November 2013

Kafa Nereye Biz Oraya

                                                        

                                                       Hadi kalk gidelim hemen şu anda,
                                                       Kapa telefonunu bulamasın arayan da,
                                                       Açarız radyoyu yol nereye biz oraya...


                                                       İyi gelmez mi hiç deniz havası?
                                                       Bi' göz oda bulur sokarız başımızı,
                                                       Bi' de koyarız iki kadeh;
                                                       Kafa nereye biz oraya 


Herkese selamlar :)

         Bugun yine her gunesi gordugumuzde yaptigimiz seyi yaptik.  Bitirdik kahvaltimizi (birazcik gec uyandik ama neyse ) atladik bisikletlerimize kafa nereye biz oraya dedik, basladik surmeye. Havanin o kadar soguk olmasina aldirmayip, hatta esimin usursun demelerini de dinlemeyip, atki almayan ben su anda bogazimda hafif yanma hissediyorum, hadi hayirlisi :)

      Belirli bir rotamiz yoktu, onumuze hangi yol cikarsa ''o piti piti karamela sepeti'' yontemini kullanarak farkli farkli yerlere vardik. Bisiklet turunun daha basinda gordugum ve dikkatimi ceken  seyde asagidaki kucuk cim bicme makinesiydi. Cim bicme makinesinin nesi ilginc demeyin. Usengeclikte sinir tanimayan bu Hollandali ailemiz, cim bicme makinesinin bile akillisini almislar. Makine kendi kendine hareket ede ede tum cimleri biciyor :) Cok hosuma gitti, cokta guldum izlerken ( sanki hic cim bicme makinesi gormemisim gibi izledim dogrusu)

                                Cim bicme makinesi bu usengec aileye ait. Iste desifre ettim onlari ! :)


                                            Buda bizim akilli Wall-e kivamindaki makinemiz




  Uzuuuuunca sure yol katettikten sonra neredeyse hic arabanin gecmedigi dar bir yola girdik. Yolun iki tarafi gozumuzun alabildigince yesildi ve bazi alanlarda otlayan atlar, kuzular, inekler ve domuzlar vardi.


        Uzunca bi sure bu yolda gittikten sonra bir gol cikti karsimiza ve gole paralel ilerleme karari aldik


       Bana hala garip gelen yol kenarlarindaki neredeyse tum citlerin cok alcak olmasi ve otlayan hayvanlarin baslarinda biri veya kopek bulunmadan ayrica bir yere de bagli olmadan ozgurce dolasmalariydi. Bu olay Turkiyede olsa bir iki dakika icerisinde o hayvanlar ortadan kaybolur :) Ayrica o kadar alcak cit iceriye girmek isteyen birini hayatta durduramaz. Fakat hemen hemen tum arazilerde citlerin cok alcak oldugunu ve tum gun hayvanlarin kendi kendilerine otlandiklarini gorebilirsiniz.

     Gol boyunca bisiklet surdukten sonra De Blauwe Kamer Dogal Parkina geldik. Bu park koruma altindaymis fakat iceri girip istediginiz gibi gezip dolasabiliyorsunuz. Iceride essiz bir doga guzelligi ve bir suru ozgurce dolasan hayvan vardi ( inek, boga, at, kuzu, ceylan vs) Burada boooooooooooolca vakit gecirdik



                                                   Buda kopru uzerinde cekilmis ayaklarimiz :)


      Ne kadar guzel bir manzara oldugunu gorebilirsiniz. Parkin bir kismina resimde gordugunuz ve esimin de uzerinde oturdugu gibi tahta banklar yapmislar. Burada oturup manzaranin tadini cikarmak isteyenlere. Ayrica parkin belirli bolumlerinde durbun var. Cok genis bir arazi oldugu icine her yere yurumeniz biraz yorucu. O yuzden durbunle istediginiz hayvani, manzarayi veya parki gezen diger insanlari rontgenleyebilirsiniz :)


                         Esim durbunu kullanmak icin cok az bi efor sarfetti :)  Kendisi biraz kucuktur de (!)



           Suyun yuksekligini gosteren olcek.  Ogrendigime gore kisin su burada cok yukseliyormus.




    Yuruken bu siyah bogayi gorduk ve sevgili esim sagolsun bana bogayi inek diye tanitinca bende, ''ayy inekmis dur yanina gideyim fotografini cekerim'' diye dusundum. Ve inegin(!) yanina yaklasmaya calistim. Sonuc: asagidaki gordugunuz fotograf ortaya cikti. Boganin bakislarindan benden ne kadar hoslanmadigini anlayabilirsiniz. Uzerime giydigim kirmizi beni acik hedef haline getirmeseydi belki bogaya dahada yaklasabilirdim fakat bu kadar genc yasta olmek istemedigim icin isin pesini biraktim ve oradah kacarak uzaklastim :))




     Ayrica parkta bir kac grup gencle karsilastik. Hazine avi oynuyorlarmis. Bilmeyenler icin soyleyeyim hazine avi burada universite ogrencileri veya macera arayanlar arasinda cok yaygin bir oyunmus. Gruplara ayriliyorsunuz elinizde haritaniz ve uzerinde baslangic bilmeceniz var. Her bilmecenin cevabi sizi baska yerlere ve baska bilmecelere yonlendiriyor. Tum bilmeceleri dogru cozerseniz sonunda Hazineye ulasiyorsunuz. Ilk bitiren grup haliyle kazanan oluyor. Bu tarz dogal parklar veya terkedilmis alanlar bu oyun icin bicilmis kaftan. Etrafta kosup bilmeceleri bulmaya calisan gruplari bir sure izledikten sonra havanin iyice soguyup benimde dag tas tepe derken baya bir yoruldugumu hissetmemle parktan ayrilmaya karar verdik.



      Blauwe Kamerden ciki biraz ilerleyince terkedilmis kiremit fabrikasi cikti karsimiza. Biraz once karsilastigimiz hazine oyunu oynayan gruplardan bir tanesini bu fabrikayi terkederken gorduk. Vee bizde fabrikanin icine girmeye karar verdik, keske vermeseydik. O kadaaaaaaar karanlik ve urkutucuyduki sanirim maksimum 5 dakika kalabildim. Zaten karanliktan asiri korkan ben hangi akla hizmet terkedilmis bir binaya girmek ister orasi ayri konu



    Bu fotograftaki, kiremit fabrikasinin icine girmeden onceki ben. Girdikten sonraki beni objektifler yakalayamadi. Cunku ovunmek gibi olmasin hizli kosarim :) Fotografta tam belli olmasada arkamda gordugunuz calilarin arasinda kucuk kapilar var. Fabrikaya ordan girdik


                       Girdigimiz kapi buydu. Icerisinin ne kadar karanlik oldugunu gorebilirsiniz.

    Burasi icerisi. Etrafta hapishane gibi bir suru parmakliklar vardi. Bu fotografi flashi acarak cektim. O yuzden cok karanlikmis gibi gozukmuyor fakat flash olmadigi anda icerisi fekalet karanlik. Allahtan hemen ciktik fabrikadan. Hic bir yerini gezmedik




   Supernatural fabrika gezimizden sonra sicak biseyler icelim diye en yakindaki sehre gittik. Asagida gordugunuz ilk foto sehir duvari. Eskiden bu duvarlar sehri dusman saldirisindan korumak icin kullanilmislar ve zamanla  savaslar sonra erip, tehlike gecince apartman olarak kullanilmaya baslanmis.



                      Bisikletlerimizi bisiklet parkina parkedip bir  kafeden kahve alip bol bol yuruduk




Yarim saat kadar yurudukten sonra muzik sesi geldi kulagimiza ve muzigi takip edince karsimiza bu cikti






Son olarakta sokakta,
 cok garip biseye denk geldim ve sizlerle paylasmaya karar verdim. Bunun ne oldugunu bende esimde daha cozmus degiliz. Arabami motormu bilmiyoruz :)


 Ben spontane fakat cok eglenceli bir Cumartesi gecirdim. Umarim sizin Cumartesinizde benimkisi kadar mutlu gecmistir.

 Herkese iyi haftasonlari diliyorum :)


12 comments:

  1. merhaba tatlım!
    çok güzel bir yazı olmuş!
    Doğa ile iç içe, harika bir vakit geçirmişsiniz!
    takipteyim, öpücükler!

    ReplyDelete
  2. Selam canim :) Hosgeldin.
    Guzel yorumlarin icin tesekkurler. optum bende :)

    ReplyDelete
  3. Doga harika gercekten,yalniz merak ettim,hicmis kokrkmadin boga ile karsilasinca,ya üstüne gelseydi Allah korusun! Iyi pazarlar canim,keyifle,sevgiler....

    ReplyDelete
    Replies
    1. korkmammi oldum :)) Ya ben boga oldugunuz anlamadim esime ne bu dedim oda inek inek merak etme dedi gittim yanina boga bana dogru gelmeye baslayinca road runnerdan biraz hallice hizimla esime kostum :)) Sonra zaten biz ordan hizla uzaklastik :) Allah korudu canim

      mutlu pazarlar, keyifli okumalar :)

      Delete
  4. Keşke bizim ülkede de böyle vakit geçirebileceğimiz yerler olsa.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Dogru diyorsunuz. Ulke olarak cennet bir ulkemiz var fakat buraya geldikten sonra anladim ki dogal guzelliklerimiz o kadar azalmis ve o kadar degersizmiski turkiyede

      Delete
  5. ne kadar güzel yerler, bak bak doyamadım fotoğraflarına:))) Hollanda'yı görmeyi çok istiyorum gerçekten :)))
    güzel yorumun için de teşekkür ederim
    sevgiler:)))

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bende Cok tesekkur ederim :)
      Hollanda gercekten guzel bir ulke :)
      Sevgilerle :)

      Delete
  6. Ya ben bayılırım böyle yeşillik içinde minik evlere, harika bir yer gibi duruyor..
    Yorumun için teşekkür ederim böyle yorumlar insanı yazmaya teşvik ediyor.p
    takipteyim ben de artık hollanda hayatını :))
    sevgiler

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hosgeldin :)
      Kesinlikle harika bi yer, eger buyuk sehir degilse hemen hemen her ev yesillik icinde :)
      Sevgilerle :)

      Delete
  7. çok güzel yerler bloğunu okudukça yeni yerler yeni tatlar öğreniyorum :) napsak İstanbul'dan ayrılsak da oralara mı gelsek :)

    ReplyDelete

Dusunceleriniz benim icin cok degerli, o yuzden elinizi korkak alistirmayin :)
Sevgilerimle :)